20 Mart 2012 Salı




Birini çok sevdiğinizde hayallerinizin içinde ona yer veriyorsunuz. Gideceğiniz yerlere ve yapmak istediğiniz şeylere hep onunla beraber olmayı ekliyorsunuz. Ve sonra, o gidiyor.

17 Mart 2012 Cumartesi

BEKLEMELİ YAZI

Tereddüt.
Hayır. Başka bir şeyler daha var.
Ne bu?
Korku.
Evet, biraz korku. Aynı zaman da özlem.
Özlem...
Anne özlemi?
Bir şehir?
Eski bir sevgili?
Evcil hayvanını özlemek mi?
Hayır. Hiçbiri. Bir dost, çok sevilen bir dostun özlemi.
Her gördüğünde, yüzüne her bakışında, yanından her geçişinde, sesini her duyduğunda, her hatırladığında...
içini paramparça kemiren bir özlem.
Belki sadistçe gelebilir, ama dün o topu yanlışlıkla bana attığında,
farkettiğimde sevindim...
Şaşırma sakın.
Artık senden gelen en ufak bir şey olduğunda mutlu oluyorum.
Ki eğer o gün sırama,
"Çok özür dilerim :("
diye sen yazdıysan, ona da tamamen sevinebilirim.
O akşam yazmalıydım belki de sana;
"Sırama sen mi yazmıştın?..."
diye.
Ama bugün topladım cesaretimi.
Demiştim ya, ilk adımı kimin attığı önemli mi diye.
Sanırım artık önemli.
Bazen düşünürken derinlere dalıyorum.
Hatıralarımız arasında kaybolurken,
korkuya kapılıyorum;
Ya benim sana üzüldüğüm kadar sen bana üzülmüyorsan?...
Şimdi sadece bekliyorum.
Senden gelecek bir
"Evet"i ya da "Hayır"ı...