Anlamak istiyordum. Anlaşılmaktan çok, onu anlamak istiyordum. Gözlerinin içine bakıyordum, en derinine; ağzından dökülenlerle alakası bile olmayan şeyler vardı gözlerinde. Anlatmıyordu, geçiştiriyordu sürekli.
Şimdilerde pek görmüyorum bile onu. Görmek istemediğimden herhalde. Zaten en iyi yapabildiğim şey: Görmemezlikten gelmek.
Dışarı çıkıyorum, boş boş gezinmeye.
Bir boşluk var içimde, dolduramadığım. Bir şeyler hissetmek istiyorum; belki aşk, belki korku, belki heyecan, belki mutluluk, belki hüzün biraz. Ama kendimi hissetmem gerek.
Önce kendimi hissetmeliyim, bir şeyler hissedebilmek için.
İnsanlar gelip geçiyor yanımdan. Buraya geldiğim ilk gün, demişlerdi ki "Burada gece yarısından sonra hayat duruyor.".
Duruyormuş hayat.
Benim hayatım çok uzun süredir gece yarısını geçmiş durumda sanırım.
İnsanlara güvenebilmek istiyorum. Ama yapamıyorum. Zaten yapmamam gerek sanırım.
Onun yerine değer veriyorum. O da kötü.
Sinirleniyorum sonra çok, değer verdiğim insanların bana götlük yaptığını görünce.
Konuşmak istemiyorum uzunca bir süredir. Düşünceler batıyor beynime. Kelimeler gırla beynimin içinde. Ama cümleye dökecek gücüm yok. Günlerce uyusam yeri.
İnsanların gözlerine bakamıyorum. Onları hissetmek, acılarına ortak olmak istemiyorum.
Acı çekiyorum.
Benim acım yetiyor bana. Ama geliyorlar, ortak etmeye beni acılarına.
Günübirlik muhabbetler dönüyor sürekli etrafımda.
Sigaram bitiyor. Yanımda yöremde birinden istiyorum, ne marka olduğu umurumda bile değil o an, sigara olması yeterli.
Yakıyorum, çekiyorum derin bir nefes, karanlığa üflüyorum dumanı ve dağılıp beni terk edişini izliyorum. Ona bile anlam yüklüyorum o an; "Ağzımdan çıkıp giden sigara dumanı gibisin. Ciğerlerime zarar verip tüketiyorsun beni, ama içmeden de edemiyorum. Yine de, havada süzülerek gözden kayboluşunu izliyorum ardından. Allah belanı versin be amına kodumun çocuğu!".
Nefesim daralıyor sonra.
Kendi yalnızlığımda boğuluyorum artık.
Düşüncelerim ele geçiriyor beynimi, hükmediyor bedenime.
"Bu ben miyim?", diyorum bazen.
Hayata karşı bu kadar yenik durur muydum?
İnsanlara karşı bu kadar soğuk muydum?
Bu kadar korkar mıydım bir şeyler hissetmekten?
Olur olmadık zamanlarda ağlıyorum.
İçimdeki boşluktan aşağı hızla düşüyorum.
Tutunacak bir dal arıyorum belki.
Yok.
Karanlıklar var her yerde.
Gitmem gerek.
Hep böyle zamanlarda gitmem gerekir çünkü.
Dönüşü olmayan bir bilet alsam, ve gelmesem geri.
Unutulmak istiyorum.
Unutun.
Beni.