28 Nisan 2014 Pazartesi

Ne yapacagım bundan sonra? 
Düşün. 
Düşün. 
Düştüm. 
Üstüm basım acıya bulandı, yine. 
Ne yapılır bundan sonra?
Belki susulur. 
Belki gidilir. 
Belki ölünür. 
Ölmek; her zaman ruhun bedenden ayrılıp tahtali koyü boylamasi anlamına gelmemeli. 
Çünkü ben, ruhum bedenimdeyken öldüm.
Acıdan ölünür. 
Mutsuzluktan da. 
Yazılan şarkılar yalan. 

Ben aslında, kendimden saklandım. Ve kendime yakalandım. 

Bazen, ağlasam da geçmiyor. 
Çünkü, öldüm. 
Öldün mü bir kere, bir daha dirilmesi zor zaten. 
O acıyı tattın mı, düşündün mü bir kere, geri dönüşü yok o yolun. 
Ki ben, ne geri dönmeye çalıştım, ne de ileri gitmeye.
Oldugum yerde, öldüm. 
Ne yaptım bundan sonra?
Günler gecti mı?
Acı dindi mı?
Alıştım mı?
Bittim mı?
Ben neden oraya bakıyorum ki?
Sonsuz acı diye bir sey var. 
Ve bunu benim damarlarıma enjekte etmişler. 
Bu kadar acı çekmemin başka ne açıklaması olabilir, bilmiyorum. 

Bazen, yer yarılsa da icine girsem. Ve asla çıkmasam. 
Bazen, gercekten ölsem. Ve asla ağlamasalar. 

7 Nisan 2014 Pazartesi

=

Gecer diye bekledikce geçmiyor. 
İcimde tükenen umutlar,
İcimde ölen biri var. 
Aglayinca, icin boşalıyormuş. 
Öyle diyorlar. 
Günlerce ağlasam, diyorum, içimden zerre çıkmaz. 
Uyuyayım, diyorum, günlerce. 
Uyuyayım, belki gecer. 
Uyuyorum. 
Kendimi kandırıyorum. 
Geçmiyor. 
Bu acı bitmek bilmiyor. 
Korkularım son bulmuyor. 
Kabuslar görüyorum, sürekli. 
Belki coktan delirdim. 
Farkında değilim. 
Zaman ilerliyor. 
Zaman, bitiyor. 
Ama hala, hiçbir sey düzelmiyor. 
Ne gidince ne kalınca, 
bitmeyen acı yapmışlar. 
İcimde cehennem var.