26 Mart 2014 Çarşamba

Acil. 
Cok acil!
Durumum cok acil!
Hastayim. 
Farenjit olmuşum. 
Doktor öyle söylüyor. 
O ana kadar farenjitin ne olduğunu bile bilmiyordum. 
Ben yalnızca öluyorum sanmıştım. 
Bir iğne yaptılar. 
Devlet hastanesinin acilinde,
O gece,
Ben yalnizca iyilesecegim sanmıştım. 
1 haftayı geckin bir süredir hastayim. 
İyilesemedim. 
4 kez acil. 
Bir türlü ölemedim. 
İlaçlardan mı, benden mı bilmem. 
Manik depresifler gibiyim iyice. 
Popomda bir sürü ufak mor delik var, iğnelerden. 
Sinirlerimin yiprandigini hissedebiliyorum. 
Odaya geldigimde, ilaçları gördükçe, daha da cok hissediyorum. 
Bir de, gercekten söyledikleri o şey doğruymuş:
İnsan, dostunu düşmanını bilmem nesini hastaliginda tanıyor, diye. 
Ben yeterince tanıdım. 
İstanbul'u özlediğimden degil, annem olsa yeter. 
Zaten o yanımda olsa coktan iyilesmistim. 

Bundan sonra, kimseye minnet etmem. 

18 Mart 2014 Salı

Ölünüyor Mutsuzluktan

"Ne düşünüyorsun?"
Ne düşünüyorum?
Ne düşünüyorum, biliyor musun?
Çok fazla şey. 
Gündelik saçma sapan acılarınızdan daha farklı şeyler. 
Düşünüyorum. 
Bir banka soymayı. 
İntihar etmeyi. 
Birini öldürmeyi. 
Belki. 
Kötü şeyler düşünüyorum. 
Gitsem, diyorum, şimdi gitsem. 
Bir daha gelmesem. 
Ya da diyorum ki, uyusam. 
Bir daha uyanmasam. 
Sizin gündelik, saçma sapan acılarınızdan daha farklı şeyler. 
Aptal aşk acılarınızdan, farklı. 
 
Anlatmamı istiyorsunuz. 
Anlatmak istemiyorum. 
İnanın, inanmıyorum. 
Samimiyetinize. 
Bu yol bitmiyor. Çok dikenli. 
Üstüm başım kan revan. 
Hayat zor, demişlerdi de, daha ufacık çocuktum, aklım ermemişti. 
Ben erken büyüdüm. 
Ben görmemem gereken şeyler gördüm. 
Ben bir cocuğun yaşamaması gereken şeyler yasadım. 
O yüzden, aptal şımarık çocukluğunuz, sahte geliyor. 
Aklınız kendinize yetmiyorken bana akıl vermeye çalısmanız, beni sadece güldürüyor. 
İnanın, inanmıyorum. 
Hiçbir şeye. 
Cehennem dedikleri şey, yeryüzünde. 
Ve ben nasıl bir günah işlediysem, kendimi bildim bileli bu cehennemdeyim. 
Öyle dipteyim ki. 
Beni kimse kurtaramaz.

Kurtuluş yok.