24 Temmuz 2014 Perşembe

hayat çoğunlukla durmuyor.
sadece durduğunu sandığımız anlardan ibaret oluyor.

mutluluk? 
çoğunlukla yakınımızda.
ama biz epey uzaklaştırıyoruz.

kendimi tanımakta zorlandığım zamanlar geçiriyorum.
bir sigara yakıp, ağzıma koyuyorum, ve.
aklımda hep o soru.
"kimim ben?"
kendi mutluluğu için mi,
başkalarının mutluluğu için mi yaşayan biri?
ya da, yaşamaktan çoktan vazgeçmiş biri mi?
sigaranın son dumanını verirken,
"biri miyim?"
diye geçiriyorum aklımdan.

kendimi her şeyden vazgeçmiş, ölümünü bekleyen yaşlı bir vücut gibi hissediyorum.
aslında, hissetmek yanlış bir seçim oldu. 
çünkü,
bir şey hissedebildiğim konusunda,
şüphelerim var.
şüpheler.
beynimi kemiren, kulak zarlarımı tırmalayan, içimi öldüren,
şüpheler.

bazen, bir neşter alıp içimde büyüyen korkak çocuğu söküp almak istiyorum.
acımadan.

belki de akıl sağlığımı yitiriyorumdur.
çünkü bir sigarayla konuşmak ne kadar sağlıklıdır?
tartışılır.

o kadar yorgunum ki, büyük harf yapmaya bile üşeniyorum.
bir çok şeye üşendiğim gibi.
ya da,
birçok şeyden kaçtığım gibi.
sahi, ben ne zaman bu kadar korkak biri oldum?
hani sorunları sonuna kadar irdeleyen bir melis vardı.
o da kaçmış demek ki.

öteki taraftan bahsedip duruyorlar.
cennet.
cehennem.
cehennem,
tanrının yeryüzüne döktüğü acılar silsilesi.

zaman,
geciyormuş, dediklerine göre.
bekliyorum.
uzun bir süredir bekliyorum sanırım.
belki de kendimi bildim bileli.
sahi,
kendimi biliyor muyum?
tartışılır.

bazen,
gitmek değil,
kalmak daha zor.
ve hayat,
polyanna olmak için,
çok kısa.


Posted via Blogaway

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.