2 Ekim 2013 Çarşamba

~

Yine hissedemiyorum.
Diyorum ki, bırak bu işleri, kaç buradan çok uzaklara. Kalbim soğumuş bir volkan.
Ellerine bakıyorum. Ellerini tutar mıyım acaba gelecekte bir gün, diyorum içimden. Zihnimde dönen milyonlarca saçma şeyden biri bu sadece.
Yağmur daha da hızlanıyor. Artık saçlarım suları tutamaz olmuş, bir bir bırakıyorlar damlaları omzuma.
Rüzgar daha kuvvetli esiyor. Üşüyorum.
Şimdi o olsa, diyorum. Şimdi o olsa, yanımda, sarılmasa bile ısınırdım.
Önümdeki su dolu çukura bodoslama basıyorum. Küfür etmeye yer arıyorum. Basıyorum küfrü. Dişlerimin arasından bir bir çıkıyor daha önce belki de kimsenin duymadığı küfürler.
Kendime kızmaya yelteniyorum yine; daha dün bir bugün iki bile olmadı.
Ayaklarım su oldu.
Yağmur yere o kadar hızlı çarpıyor ki damlaların çıkardığı sesler ayakkabılarımın çıkardığı sesi bastırıyor neyse ki.
Daha dün heyecandan ölüp dirilemiyordum. Bugün midemde yine alevler.
Ah bu gastrit.
Ah şu kafam.
Bazen gereğinden fazla büyütüyorum. Ne meraklıyım birilerine kapılmaya.
Sanki yolda tek başıma yürüyemiyorum.
Yürüyebiliyorum.
Yürüyorum yürümesine de, onunla yürüyünce bir başka güzel oluyormuş.
Yine ne saçmalıyorum.
Biraz daha ıslanırsam zatürre olacağım.
Bu yazıyı biraz daha devam ettirirsem aşık olacağım.
Kalsın burada.
Şimdilik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.