20 Temmuz 2013 Cumartesi

Öldürmek Üzerine Birkaç Not

Berberim. Herkesin başına gelebilir bu, herkes berber olabilir. Benim iyi bir berber olduğum da söylenebilir. Herkesin saplantısı başkadır. Ben sivilcelerden hoşlanmam örneğin.

Şöyle oldu: Onu güzelce tıraş etmeye başladım. Yüzünü ustaca sabunladım, sonra usturayı biledim meşin kayış üstünde, elimin içine sürüp yumuşattım. Ben iyi bir berberim. Bugüne kadar kimsenin derisini yüzmemişimdir. Ayrıca bu herifin sakalı pek gür değildi zaten. Ama... sivilceleri vardı. Evet pek bir özellikleri yoktu bu irin tepeciklerinin. Yalnızca beni sinirlendirip rahatsız ediyorlardı. Kanım tepeme çıkıyordu onlara baktıkça.

Birinciyi fazla hasar vermeden hallettim.

İkinci... kanadı.

Sonra bana ne oldu bilmiyorum ama doğaldır. Yarayı büyüttüm ve tedavi edemeyeceğimi anlayınca kendimi tutamayıp kafasını kestim bir vuruşta.

--------------------------------------------------------------------------------------------------

Sütlü kahvesini küçük bir kaşıkla karıştırmaya başladı. Sıvı, alüminyum aletin bu şiddetli müdahalesiyle fincandan taştı. Fincan bayağıydı, kahvehane ikinci sınıftı, kaşığın üstünde geçmiş günlerin pası vardı. Metalin cam üstünde çıkardığı ses duyuluyordu. Şıngır mıngır, şıngır mıngır. Sütlü kahve, ortasında girdap gibi bir delikle ha babam dönüyordu.

Karşısında oturuyordum. Kahvehane doluydu. Adam durmadan karıştırıyordu. Dingin, gülümseyip bana bakarak. İçimde bir şey kalktı. Ona öyle bir bakmış olmalıyım ki, açıklama yapmaya zorunlu hissetti kendini.

— "Bir türlü erimedi şeker."

Bunu kanıtlamak için kaşığı bir iki kere fincanın dibine vurdu. Sonra daha büyük bir güçle kahvesini karıştırmaya koyuldu yine. Karıştır babam karıştır. Durmaksızın, dinlenmeden! Camın üstünde kaşık sesi. Şıngır mıngır, şıngır mıngır, durmadan, sürekli, sonsuza dek. Dön Allah dön. Gülümseyerek bana bakıyordu. Sonra tabancamı çıkarıp ateş ettim.


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Bıçağı aşağıdan yukarıya, bir mandayı deler gibi soktum.
Sevişirken boş gözlerle tavana bakıyordu çünkü.


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Beni kimselerin görmediğinden emin olduğum için öldürdüm onu.


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Hiç can sıkıcı, yapışkan, durmadan ısrar eden bir piyango biletçisini öldürme isteği duymadınız mı? Herkes adına yaptım.


-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


"Biraz daha almaz mıydın?"

Hayır diyemedim ama pilavı da hiç sevmem.

—"Biraz daha almazsan pilavımı sevmedin demektir."

Bu insanlardan oldum bittim rahatsız olurdum. Onlardan bir şey istemeye gitmiştim. Hemen her şey yolundaydı ama... O pilav.

— "Biraz daha?"

—"Bir lokmacık daha?"

Gırtlağıma kadar doymuştum. Kusacağımı hissettim. Yapmaktan başka çarem kalmadı. Zavallı kadın, gözleri açık gitti sonsuzluğa.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Kadifeye dokunamam. Alerjim var kadifeye. Adı geçse tüylerim diken diken olur. Bu konu nereden açıldı bilmiyorum. O kibirli herif için en önemli şey kendi keyfiydi. Neresinden çıkardı bilmiyorum ama el kadar bir parça kadifeyi yanaklarıma, boynuma, burnuma sürmeye başladı.

Yaptığı son şey bu oldu.


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.